BİRAZ DA HAYRIN DOKUNSUN!

Bülent Ersoy’un sesini ve şarkılarını beğenirim, diğer yönleriyle ilgilenmem. Ancak uzun zamandır medya öyle şeyleri sık tekrarlıyor ki görmemek duymamak mümkün değil:

-Bir oturuşta 35 sandviç yedi.

-Et sever.

-Marmaris’te şu kadar milyonluk koyu var.

-Kuaför kapattı.

-Gece yarısı mağaza açtırdı.

-Hindistan’a şu kadar valizle gitti, şu kadar bagaj parası ödedi.

Artık uzun zamandır şarkılarıyla ve hatta özel hayatıyla değil gözümüze soktuğu zenginliği ile anılır oldu Bülent Ersoy. Bu o kadar öyle ki belki de şarkılarından bihaber yeni nesile sorsak sadece “zengin” diyebilir onun için.

Kimsenin parasında pulunda gözümüz yok; Allah daha çok versin, herkese versin  ancak  yoksulluktan tarikat yurtlarına muhtaç olmuş ve orada yanan kızları var bu ülkenin. Ya da kendinin ekranlarda söylediği gibi ekmek parasına ve kalacak yere muhtaç sanatçıları da var.

Tamam, ben de yapılan yardımların reklamının yapılmasına veya yardıma muhtaç insanlarımızın medyada teşhir edilmesine karşıyım ancak yaşamın bir dengesinin olduğuna da inanırım.

Bugün Ayşe Arman’a verdiği röportajda, kendisinin star olduğunu ve bunu iyi yönettiğini söylemiş. Oysa star olarak lanse edilen insanların yaşantıları kadar sosyal sorumluluk projelerindeki rolleri de ön plana çıkarılır. Hem bu dengeden hem de starların örnek olma özelliğinden dolayı.


Evet, Sayın Ersoy, biz sizi uzun süredir şarkılarınızla değil harcamalarınızla, şatafatınızla ve zenginliğinizle görüyoruz medyada. Ve bunları gördükçe de “yediğin içtiğin senin olsun biraz da hayrın dokunsun insanlara” demekten kendimizi alamıyoruz.

Hiç yorum yok: