İki bin olimpiyatlarını izlerken birden içimde dayanılmaz bir kürsüye
çıkma arzusu oluştu. İnsanın yaşı
ilerlerken arzuları törpülenir derler. Oysa benim çocukken bile hayal etmediğim
bir şeyi kırklı yaşlarda arzu etmem bana bile tuhaf geldi.
Fakat arzu bu; düşünmeden, olabilirliğini analiz etmeden duramadım. O
zaman otuz altı yaşındaydım ve hangi spor dalında kürsü olasılığı var araştırdım.
Sonunda kırk iki yaşında bir tabanca atma sporcusuna rastladım. Eğer hemen başlarsam
kırklı yaşlarımda kürsü olmasa bile olimpiyatlarda yarışma olasılığım vardı.
Fakat bizde özellikle asker polis gibi küçük yaşlardan beri bu işin içinde
olanlar olduğunu düşününce olasılık yine azaldı ve vazgeçtim.
Geçenlerde gazetede bir haber:
-Salonu var ama ne olduğunu kimse bilmiyor!
Erzurum 2011 Üniversite Oyunları için gecekondu mahallesine bir spor
salonu yapılmış ancak içinde ne sporu yapılacağını kimse bilmiyormuş. Bu sabah televizyonda
öğrendim o sporun ne olduğunu; curling’miş. Biri tencere gibi bir şeyi buzun
üzerine bırakıyor, iki kişide elindeki süpürgelerle o şeye buzda yol açıyorlar.
Kim hızlı giderse o kazanacak sanırım.
Sonra röportajlar başladı. Efendim, bizim milli takım oyuncuları daha
on sekiz ay önce bu spora başlamışlar. On ay önce de milli takıma seçilmişler.
Şimdi, bir spor dalında yetmiş üç milyon içinden olasılık olarak ilk
üçe beşe girmek neredeyse olanaksızdır. Rekor kırmak da öyle. Yetmiş üç
milyonun en hızlı koşanı olmak mesela. Fakat bir arkadaşım söylemişti yıllar
önce; rekor kırmak zordur ancak bizim rekorlar o kadar düşüktür ki örneğin iki
yüz bin nüfuslu bir ülkenin en hızlı koşanı olmak bizim ülkedekinden daha
zordur. Çünkü rekorları yüksektir. Daha az çalışarak rekor kırmak mümkündür
ülkemizde. Nitekim Naim Süleymanoğlu antrenmanda kırmıştı halterdeki bütün
Türkiye rekorlarını.
Evet, lafı nereye getireceğim? Benim gibi hala içinde olimpiyat kürsüsü
veya milli olma hevesi geçmemiş arkadaşlarım; eğer üniversiteden atılmışsanız işiniz
kolay. Çıkacak aftan kaydınızı yenileyin. Sonra derhal Erzurum’daki curling
salonuna gidin. Altı ay çalıştıktan sonra 2013 Üniversiad Kış Oyunlarında ülkemizi
temsil edebilirsiniz. Ya da yeniden ÖSS’ye girin. Bir okulu kazandıktan sonra
yine soluğu Erzurum’da alın milli takıma girmek için uğraşın. Belli olmaz belki
üzerine geçit resminde bayrağımızı taşımak, oyunların en yaşlı sporcusu ödülü
almak gibi unvanlarınız da olabilir. Benden söylemesi!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder