Gazetelerde bir banka genel müdürünün evinde
ayakkabı kutusu içinde çıktığı iddia edilen paraları görünce içim burkuldu.
Hayır, paraların yanlış yerde bulunmaları değil içimi burkan, paraların pejmürde
hali. Yani, neler yaşadılar, hangi ellerde dolaştılar da yıprandılar bu kadar?
İnanın düğünlerde havaya atılan, oynarken
çiğnenen dolarlar bile bunlar kadar yıpranmamıştır eminim. Ya da cüzdan yerine
cepte taşınanları bile.
Paraların çilesi bitmemiş olacak ki, aynı
darphanede basıldıkları diğer dolarlar, bir dansözün göğsünde parfüm kokuları
arasında sefa sürerken sen bir ayakkabı kutusunda ayak kokuları arasında çile
çek. Olacak iş mi yani? Kütüphane rafında olmanın bu paralara ne yararı var?
Entel mi görünecekler yani?
Ayrıca ayakkabı kutusunun kütüphanede olması
içindeki paralara statü kazandırmaz aksine kütüphanenin itibarını zedeler.
Kitaplara sinen ayak kokusu da cabası. Bundan sonrası daha da vahim, rutubetli
bir adli emanet odasında geçecek
ömürleri. Onlar istemez miydi bir banka kasasında gıcır gıcır otursunlar ya da
bir mutlu olayla gündeme gelsinler.
Evet, haber doğru mu bilmiyorum ancak ayakkabı
kutusundaki paraların hali ortada. Bence bütün yaşananların nedeni, bu paraları
elinde bulunduranların bu paralara reva gördüğü muameledir. Ne demiş
atalarımız:
-Alma paranın ahını, sonra çıkar ortaya deste
deste!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder