Son günlerde sosyal medyada dolaşan bir laf var: “bana para
verme, bana Acun olmayı öğret” diye. Gençlerin, Televole Muhabirliğinden medya
patronluğuna ulaşmış birini örnek almaları ve onun gibi olmanın yollarını
aramaları gayet normal.
Her şeyin kursunun açıldığı ülkemizde henüz “Acun olma kursu”
açılmadığı için gençlerin onun gibi olmayı programlarını izleyerek öğrenmeye
çalıştıklarını sanıyorum.
Acun olmanın bilinen ilk şartı, başka ülkelerde denenmiş
tutmuş programları ülkemize getirmek, dil bilmek ve insan ilişkilerinde iyi
olmak, denilebilir.
Bunun dışında programlarında gördüğüm bir detay var ki bu
asla Acun olma yollarından biri değil. Haftada iki gün izlediğim “O Ses Türkiye”
yarışmasında jüri üyesi yarışmacı seçerken veya yarışmacı jüri üyesi seçerken,
birden konuşma duruyor ve karar veren önce gerilim müziğini bekliyor, ardından
vereceği karardan etkilenmesi muhtemel kişiler için üzülüyor ve en sonunda
kararını veriyor.
İşte tam bu aşamada bir diyeceğim var gençlere:
1-Yaşam hızla akıp gittiğinden, karar verirken hızlı olmak ve
kararımızdan etkilenecekleri değil kararımızın doğru olduğunu düşünerek için
karar vermemiz gerekir.
2-Her gün yüzlerce karar vermek durumundayız. Her karar
verişimizde, o çalan gerilim müziğini beklersek bazı durumlarda geç
kalabiliriz.
3- Ve asla Jüri üyesi veya yarışmacı örnek alınarak karar
verilmez. Acun olmak için Acun gibi karar verilir. Bir polis müdürünün
dedektife dediği gibi; polis gibi düşünerek cinayeti çözemezsin ancak katil
gibi düşünerek cinayeti çözebilirsin!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder