Bilmeyenler için söyleyeyim. Ortaokul yıllarımda üç yıl kuran
kursuna gittim. Geçenlerde televizyonda kurbanın boğazından kaç damarın ve
hangi damarların kesileceğini anlatan ilahiyat profesörünü seyredince bin kere
şükrettim ilahiyat fakültesi yerine kuran kursuna gittiğime.
Efendim, her kanunun bir gerekçesi vardır. Eğer kanun
koyucunun iradesi kanun metninden anlaşılamıyorsa gerekçeye bakılır ya da
meclis tutanaklarına. Anlaşılabilsin neden konmuş o madde, diye.
Gittiğim kuran kursundaki hocamız gerçekten iyi öğretmiş
bize, dinlerin ortaya çıkma nedenlerini, gerekçelerini ve kitabın gerçek
manasını. Dinle ilişkim o günlerde edindiğim bilgilere dayanır ve çok da
memnunum halimden.
Örneğin helal-haram kavramı. Yenen etin helal olması sadece kesilirken
dua okunmasıyla ilgili değildir. Detaya girmeyeyim de esas anlatmak istediğim,
helalleşmek.
“Hakkını helal et” deyimi dini bir deyim değil sadece.
Kişisel gelişim kitaplarında tavsiye edilen bir vedalaşma ve son görüşmedir.
Anlayan için çok önemlidir hakkının helal edilmesi.
Malum internet sayesinde yazmaya ve paylaşmaya
başladım. Daha sonra da kurduğum bir blog sitesiyle yazdıklarımı yayınlama
başladım. Sitenin daha çok insana ulaşması için bazı gazetelerin internet
sitelerine de göndermeye başladım. Fakat burada bir sorun çıktı. Teknik
detayını tam bilmiyorum ama benden com, net uzantılı bir site adresi istediler.
Önce ücretsiz bir adres aldım fakat süresi dolunca da google’dan www.erkansezgin.com adresini aldım,
ücretini de ödedim.
Uzun bir süre kullandım. Bu adres sayesinde insanlar beni
kolayca bulabildiler ve gazeteler sayesinde sitem yaklaşık otuz bin defa
okundu. Günlük bin yüz okuyucuya kadar çıktığım da oldu.
Bir de detaylı rapor
vermeye başladı ki en keyifli kısmı da buydu. Raporlarda bir harita var. Güney
Amerika, Orta Afrika ve Kutuplar hariç her yerden ziyaretçim var ki benim gibi
bir amatör yazar için daha ne olabilir ki.
Maldiv Adaları, Yemen, Güney Afrika, Japonya gibi dünyanın her yerinden (bazıları
yanlışlıkla tıklasa bile) okunduğunu bilmek çok heyecan vericiydi. O nedenle de
şimdiye kadar hep dua ettim ve minnetimi belirttim google’a. Duydu mu bilmem.
Her güzel şey olduğu gibi bunun da sonu geldi maalesef.
Geçenlerde bazı arkadaşlar siteye ulaşamadıklarını bildirmeye başladı. Hatta
bir arkadaş kendisini yasakladığımı engellediğimi bile düşünmüş. Sonunda ben de
girememeye başladım. Okuyucu sayısı binler başmağından onlar basamağına düştü.
Reklam ver düzeltelim anlamında bazı korsan sitelerden
mailler de aldım. Hiç birine itibar etmedim. Bu arada gördüğüm raporların da
ücret karşılığı alınan adresle ilgisinin olmadığını, herkese verilen bir hizmet
olduğunu da öğrendim.
Konuyla ilgili okuduğum bir yoruma ben de katılıyorum. Evet, mademki
biz bu adresleri Google’dan aldık, sorunu çözmek de ona düşer. Bizim gibi
amatörlerin ne kötü niyetli korsanlarla uğraşacak teknik donanımı var var ne de
zamanı. Madem bir hizmet veriyorsun oluşabilecek sorunları çözmek de sana
düşer.
Ey Google, nasıl şimdiye kadar bana sağladığın olanaklar için
teşekkür ettiysem şimdi de beni bu olanaktan mahrum edenlere karşı beni yalnız
bıraktığın için sana beddua ediyorum. Verdiğim paranın bir kısmını hak ettiysen
de kalanını helal etmiyorum. Ne kadar umurunda bu bilmiyorum ama haram olsun
sana ödediğim paranın hak etmediğin kısmı!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder