Takas, paradan önce en önemli alışveriş aracıydı. Hala da
kullanılır. Bizim köylerde parası olmayan kadınlar incir ve zeytinyağı vererek
bohçacılardan alışveriş yapar. Bazı satılık ev ilanlarında da vardır takas:
-Satılık ev, ev veya arabayla takas olunur!
Doğal olarak bu husus siyasete de yansımıştır; Güneş Motelde
Ecevit, iktidar olması için gereken sayıda AP’li milletvekiline “al bakanlığı
ver iktidarı” diyerek takas önermiş ve bu sayede iktidar olmuştur.
Bunun başarısız örnekleri de yok değildir. 7 Haziran
seçimlerinden sonra da Bahçeli AKP’ye “ver Bilal’i al iktidarı” diye öneride
bulunmuş ancak AKP seçimlere giderek Bilal’i vermeden iktidar olabilmiştir.
AKP, iktidar olmakla yetinmemiş şimdi de başkanlık sistemini
getirmeye çalışmaktadır. Hem de yine Bilal’i vermeden. Karşılıksız veren
Bahçeli sayesinde.
Bununla da yetinmeyen AKP, kazan-kazan politikasını
sürdürmüş ve bu sefer de CHP lideri Celal Kılıçdaroğlu’nu partisine katmıştır.
Katmış da ne olmuş demeyin; o Celal Kılıçdaroğlu ki attığı
tweetlerle Melih Gökçek’i geride bırakmış durumda ve kardeşi hakkında
yazdıklarıyla seçmeni ona oy vermemeye çoktan ikna aşamasını geçti. Hatta
başkanlık referandumundan evet çıkarsa bu Celal Bey sayesinde olacaktır eminim.
İşte bu çerçevede aklıma bir fikir geldi; diyorum bu Kemal
Kılıçdaroğlu, Bahçeli’nin “ver Bilal’i al iktidarı” dediği dönemde “ver Bilal’i,
al Celal’i” demiş olsaydı, hem partisini Bilal Erdoğan gibi güçlü bir
transferle güçlendirecek hem de kardeşini boşa vermemiş olacaktı.
Ve de gül gibi slogan da güme gitmeyecekti:
-Ver Bilal’i, al Celal’i!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder