Bu ülke çok değişti. Yıllar önce Bosna’da gönüllü olarak savaşırken
ölen asker arkadaşımın annesi televizyonda Bosna’lı bir diplomatı ekranlarda
tokatlamış ve haykırmıştı:
-Benim oğlum sizin için savaşırken siz burada oturuyorsunuz!
Hareket hoş olmasa da kimse o anneyi “Sırp” ilan etmemişti en azından.
Oysa bugün kardeşinin şehit olmasına isyan eden bir yarbay “üniformalı
Demirtaş” ilan edilebiliyor. Bunun faturasını ne şekilde ödeyecek bilemiyoruz.
Bildiğimiz artık bu ülkede “yok canım olur mu öyle şey” diyemediğimiz.
Çünkü bu ülkede:
-Parası olana üniforma yüzü görmeden tezkere verilirken olmayan şehit
oluyor.
-Şehit haberi ailesine koca koca adamlar tarafından kameralar eşliğinde
veriliyor. Acılı aileler en şaşkın en acılı halleriyle teşhir
ediliyor.(Giderken ambulans götürüyorlar o kadar da haksızlık etmeyelim)
-Ardından “ağlayarak terörün ekmeğine yağ sürmedi” haberleri ile şehit
ailelerine baskı yapılıyor. Sessizce yanlarında duran ön saftaki yetkililerle
birlikte poz vermeleri isteniyor.
-Hatta bir müftü “şehidin arkasından çok ağlarsanız şehidiniz cennete
gidemez” diye fetva veriyor.(Bu nasıl iş anlayamadım, şehit oluyorsun ama annen
arkandan fazla ağladı diye cehenneme gidiyorsun.Oysa günah ve sevaplar bireysel
diye biliyorum ben)
-Bunlar da işe yaramaz ve yine de tepki gösteren olursa da hain ilan
ediliyorlar hatta hedef gösteriliyorlar.
Bütün bunlara baktığımda her şeyin kötü bir rüya olduğuna inanmak
istiyorum. İnşallah bir sabah uyanacağız ve bu akıl tutulmasının bittiğini,
kabusun yaşadığımız kabusun sona erdiğini göreceğiz inşallah.