Zırhı yadsımıyorum; çatışmanın ve tehlikenin olduğu her
yerde korunmak için zırha bürünmek doğal. Tarihi filmlerde de görüyoruz ki zırh
eskiden beri kullanılan bir şey.
Bizde önce tanklar zırhla kaplandı, sonra askerler. Çelik yelek,
çelik miğfer vs.
Karakollar saldırıya uğradı kalekollar yapıldı.
Polis Karakolları
saldırıya uğradı, geçen öğrendim ki Emniyet Genel Müdürlüğü binlerce
kurşun geçirmez nöbetçi kulübesi yaptırmış.
Polis arabaları, tomalar ve Kirpiler de zırhlı.
Hendek kapatmaya giden kepçeler saldırıya uğrayıp kayıplar
verilince, kepçeler de zırhla kaplandı.
Ardından yaralıları almaya giden ambulanslar da zırha
büründü.
Bugün Başbakan
Yardımcısının yaptığı açıklamaya göre, Işid füzelerine hedef olan
Kilis’e de zırhlı ambulanslar gönderilecekmiş.
Yani, Kilis’li evinde güvende değil ancak eğer yaralı
kurtulursa zırhlı ambulansla güvenle hastaneye götürülecek. Fakat hastaneye
füze gelirse ne olur orası belli değil.
Ayrıca anlaşıldı ki ülkemiz füzelere karşı NATO’nun gönderdiği
patriotlarla, hava saldırılarına karşı da her türlü koruma altında olmasına
karşın katyuşalara karşı korumasız. Bu nedenle Kilis’in üzerinin de zırhlı çatı
ile kapanması yakındır.
Bu arada Ankaragücü-Amedspor maçında şeref tribünündeki
Amedspor yöneticilerinin on dakika boyunca dövülerek hastanelik olduklarını
öğrenince aklıma bir soru takıldı:
-Güneydoğuda yaşanan çatışmalar, gelen şehitler ve Valinin
gözünün önünde dövülen yöneticilerden sonra sürekli kan kaybeden kardeşliğimiz,
birliğimiz ve bütünlüğümüzü nasıl korunacak?
Bütün ülkeyi zırhla kaplayarak mı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder