Datça’da tekne gezisindeyiz. Domuz ini ’ne varınca kaptanımız bir saat
yemek ve yüzme molası verdi. Anons duyulur-duyulmaz attık kendimizi denize.
Suyun altından gidebildiğimiz kadar da gittik.
Tam kafamızı suyun üzerine çıkardığımızda ise umulmadık bir manzara ile karşılaştık.
Teknede yeni tanıştığımız kızlardan birinin bikinisinin üzeri gevşemiş,
göğsünün biri de dışarıya fırlamış. O ise olanlardan habersiz yüzünü kapatan
saçlarını arkaya atmakla meşgul. Eşim telaşla haykırdı:
-Ayşe, bikinini topla!
İşte, insanın “iyi ki evliyim” dediği anlardan birisi. Öyle olmasa ne
yapacağını şaşırır insan. Söylesen bir dert, söylemesen bir başka türlü dert. Şöyle
konuşmalar kuvvetle muhtemel:
-Bikininiz açılmış!
-Sen orama bakmaya utanmıyor musun?
***
-Maalesef bikini üretimini beceremiyoruz. Zira gevşemiş, ne varsa
dışarıda!
-Sizin başka işiniz-gücünüz yok mu?
***
-Maşşallah, yerinde duramıyor seninki!
-Öyledir, kih kih kih!
***
-Aşk olsun.Bikinim açılmış insan söylemez mi?
Aynı durum, fermuarını açık unutmuş, siz uyarmazsanız bir boy aynası
görene dek öyle gezmesi muhtemel erkekler için de geçerlidir:
-Dükkanlar, açık kalmış!
-Önemli değil, içeride çırak var!
Tabi ki herkes böyle pişkin değildir. Fermuarını açık unuttuğu için neredeyse
intiharı düşünecek kadar utanç duyanlar da vardır.
Her iki olaydan da anlaşılacağı üzere bazı durumlarda insan ne diyeceğini,
ne yapacağını bilemiyor. Tabi ki insan birine bir şey söylerken ne amaçla neden
söylediğinden emindir. Fakat bu yeterli değildir. Burada söyleyenin söyleme
biçimi değil söylenenin olayı karşılama biçimi önemlidir.
Yanlış bir anlama, söyleyeni söylediğine pişman edebilir. Hatta daha
kötü sonuçlar da doğurabilir. Uzmanların “iletişim kazası” dedikleri de budur.
Günümüzde iletişim olanaklarının artmasıyla yüz yüze iletişim, neredeyse
yerini işaret diline bıraktı. İletişimde ne kadar az duyu kullanılırsa iletişim
kazası riski de o ölçüde arttı. İnsanların tanıdığı insanlarla beş duyu
kullanarak yaptığı iletişimde bile kazalar yaşanırken hiç tanımadığı insanlarla,
neredeyse işaretlerle yapılan iletişimlerinde her gün olmadık kazalara rastlaması
gayet normal. Bunun sonucunda da yanlış anlamalar sonucu çıkan kavgalar,
kırılan kalpler, edilen sitemler ve yıkılan arkadaşlıklar.
Demem o ki, nasıl trafikte artan araç ve insan sayısı kaza riskini
artırıyorsa günümüzde iletişimde bulunulan insan sayısı, bunlarla yapılan
iletişim sayısı ve şekli arttıkça kaza riski de artıyor.
Herkese yanlış anlamasız ve iletişim kazasız günler dilerim.
1 yorum:
Sevgili arkadaşım , senin gibi yıllardır teftiş yapan bir insanın iletişim kazası oluyorsa kesinlikle ya anlaşılamadığın içindir ya da karşı tarafın kurduğun cümlelere rafklı anlamlar yüklemesindendir böyle değerlendirdiğimizde cevremizde acık iletişim bilincine sahip insanların daha çok olmasını dileyelim ..
Yorum Gönder