Önce anlamadı fakat elinde ondan başka bir şey olmadığını
görünce çaresiz ondan ayrılması gerektiğini anladı. Bir sepete koyarak x-ray
cihazına bıraktı. X-ray cihazındaki tünelde gözden kaybolana dek ardından
hüzünle baktı. Oysa hiç ayrılmamışlardı şimdiye dek; yatakta, banyoda,
tuvalette bile ayrılmamışlardı. Biraz önce vedalaştığı annesine son defa
baktığında bile bu kadar hüzünlenmemişti.
Fakat kavuşması o kadar uzun sürmeyecekti. Elindeki, X-ray
cihazındaki tünelde gözden kaybolunca hemen alelacele kendisi de metal kapı detektöründen
geçerek onu beklemeye başladı. Onsuz geçen saniyeler geçmek bilmedi adeta.
Ayrılık acısı yerini onu kaybetme, bir başkasının eline geçmesi endişesine
bırakmıştı. Tünel çıkışı hemen aldı. Şükürler olsun, kavuşmuştu tekrar ona.
İlk kez çıktığı uçak yolculuğu, ona uçağı, havaalanını,
x-ray cihazını, güvenlik kontrollerini öğrettiyse de esas öğrendiği şey cep
telefonunun bedeninin bir parçası olmadığı ve zaman zaman ondan ayrılması
gerektiğiydi.
Kısacası onunla doğmamıştı, onunla da ölmeyecekti(!).
1 yorum:
neden yazının başında okurken cep telefonu mu acaba diye tahmin ettiğimi kendime sormadan edemedim ..:(
Yorum Gönder