Bugünlerde annemin sözlerine
taktım kafayı; “aferim delisi” derdi, açıklamaya gerek yok herhalde. Bir nevi “like
bağımlısı” denilebilir. “Delimsirek” vardı, delice-deli gibi davranan anlamına
geliyor. En kafama takılanı ise “mılığı yıkkın”. Yanlış mı hatırlıyorum diye
tekrar baktım sözlüğe. Deyim olarak yok ancak “mılık” kelimesi yüz, çehre
demekmiş. O halde mılığı yıkkın, morali bozuk, mutsuz demek bir yerde.
Annemin çok sık kullandığı bir
deyimdi bu:
-Ne oldu, mılığın yıkkın duruyor?
“Bir şey yok” demek kurtarmazdı
seni. O emindi, “söylemek istemiyorum”uise asla kabul etmezdi. Yüzün ele
vermişse seni, bir açıklama yapman zorunluydu; ister olanı anlat istersen de
muadil bir şey uydur, sen bilirsin.
Annemin bu ilgisi sayesinde bütün
kardeşlerim onu kaybettiğimizde aynı şeyi söylediler; “en çok beni seviyordu”.
Hayır, annem evlatlarını ayırmazdı, sadece sevgisini-ilgisini tam olarak gösterebildiği
için herkes en çok kendisinin sevildiğini sanırdı.
Annem, sürekli olarak sevdiklerinin
mılığına baksa da toplumuzda genel olarak kimse kimsenin mılığına bakmıyor.
Bakmak, sorumluluk almaktır bir yerde. Hatta ben sevdiklerimin yüzünü ressamın
şövalyesindeki bir resime benzetirim. İnsan, bir ressam gibi sevdiğinin yüzünde
istediği torna renkler oluşturabilmeli. Beğenmediği renkleri değiştirebilmeli.
Sevdiğinin yüzünde istediği rengi elde edinceye kadar arayışını sürdürmeli.
Bunun tek istisnası bizim Nuray Çalışkan’ın “erkeği dinamik kılan kadının
memnuniyetsizliğidir” teorisi olsun. Bunun dışında Ressam, çocukları veya diğer
sevdikleri için istediği rengi elde edinceye kadar çalışmalı ancak kadınlar
için bu slogan kadar pay bırakmalıdır.
Yazımı kendimden bir örnekle
bitireyim; yıllar önce bakıcıya bıraktığım oğlumun mılığını yıkkın görmüştüm.
Israr edince bakıcı kadının oğlumu tokatladığını öğrenip hemen o gün almıştık
bakıcıdan. Bizden tek fiske yememiş oğlumun mılığının yıkkın olması normaldi o
nedenle.
Evet, herkes birbirinin mılığına
bakmalı. İşte, evde, sokakta, mahallede vs. Mılığını yıkkın gördükleri için
elinden geleni yapmalı; bir ressamın,tablosunda
istediği rengi elde edinceye kadar
gösterdiği ısrar ve sabır ile…
1 yorum:
halâ bu ifadeyi kullananlardanız tek farkla...mılığı düşük şeklinde...
ve tıpkı yazınızda belirttiğiniz gibi istediğimiz rengi bulana kadar ya da suratı düşeni tekrar kaldıracak kadar uğraşır da uğraşırız...
Yorum Gönder