-Kapatın şu gavur icadını!
Bunu söyleyen köyün imamı. Ablamın öğretmenlik yaptığı
köyde, akşam yemeğinden sonra eniştemle köyün kahvesine gitmişiz. Haberler
bittikten sonra söylüyor imam efendi:
-Kapatın şu gavur icadını!
Bunu söylerken, sanıyorum amacı kahvedekileri televizyonun
ahlaksızlığından korumak. Özellikle de Müjde Ar’dan. O zamanlar “Müjde Ar’ın
Kişisel Göğüs Sergisi” mahiyetindeki Fuar kolonyası reklamı çok meşhurdu ve
toplumu bundan korumak gerekiyordu. Yoksa ilginin kendisinden televizyona
kayması kaygısı değildi nedeni.
Bizim kuşak, muasır medeniyet hedefi ile büyümüştü. Biz “gavur
icadı” denilerek toplumumuzun gerilemesine neden olan her şeye karşıydık. Çünkü
bu nedenle matbaa daha geç gelmiş, teknolojide, bilimde ve güzel sanatlarda çok
geri kalmıştık. Ondan dolayı bütün yeniliklere, bütün icatlarlara sahip
çıkılması gerekiyordu.
Eniştemden dinlediğime göre, sonunda köyün gençleri de isyan
etmiş, televizyonu kapatmayacaklarını, seyretmeyecekse evine gitmesi
gerektiğini söylemişler imama.
Evet, aradan tam otuzbeş yıl geçti. O yıldan beri gavur
icadının karşısında önce gavurun dizilerini filmlerini, şimdi de kendi dizilerimizi,
filmlerimizi seyrediyoruz. Seyrede seyrede komşuluk da kalmadı evde muhabbet
de. Gavur icadında gördüğümüz şeylerin hepsi birer ihtiyaç halini aldı, ulaşamadıklarımız,
elde edemediklerimiz için mutsuz durumdayız. Hep gavur icadı müzik dinlemekten
kendi müziğimizi unuttuk.
Yetmedi, gavur icadı bilgisayarlarda yine onun icadı
programları kullanıyoruz. Bu programlar sayesinde iletişimimiz artsa da kendi
dilimizi unuttuk. Ne idüğü belirsiz bir dilde konuşuyor-yazıyoruz. Sosyal medya sayesinde dünyanın öbür ucundaki insanlarla sanal arkadaş olabilirken en yakınımızdakinden uzaklaşır olduk.
Gavur icadı gizli kameralar yüzünden kongre yapmadan lider
seçer olduk. Yine bu kameralar yaptı vekil listelerimizi bile.
Gavur icadı telefonlar sayesinde bir eliyle mesaj yazan,
diğer eliyle de çorba içen bir nesil yetişti. Namaz uygulamaları nedeniyle
ezanın tarihe karışması da an meselesi.
Gavur icadı tohumlar yüzünden kendi domatesimizi,
karpuzumuzu yiyemez olduk.
Gavurun icadı Heronlar aldık, kendi vatandaşlarımızı
bombaladık. Dümen gavurun elinde olduğundan, ilk bombayı kim attı, kim yanlış
bilgi verdi, o bile belli değil.
Gavurun icadı deterjanlar, hayatımızı kolaylaştırsa da
çevremiz kirlendi.
Gavur icadı kimyasal gübreler yüzünden doğal hiçbir şey
yiyemez olduk, kuşlar ve diğer canlıların yaşayabileceği alanlar kalmadı.
Bütün bunları düşündüğümde, belki de yaşın ilerlemesinden
ötürü gavur icadı kelimesine eskisi kadar soğuk değilim. Gavur icadı bir çok
şey yaşamımızı kolaylaştırsa da, bu icatların yararı ve zararı konusunda eskisi
kadar emin değilim. İşin ilginç tarafı kendimiz üretemez, konuşamaz ve yazamaz
olduğumuzdan tamamen gavura bağlı bir toplum haline geldik. Gavur üfürse
yıkılacak haldeyiz. O nedenle kafam karışık; bir gün ben de dersem “kapatın şu
gavur icadını” lafını, şaşırmayın”.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder