Diyarbakır-Bitlis karayolunda Silvan civarında bir adam yolun ortasında
duruyor. Sürücü bakıyor yoldan çekilmiyor korna çalıyor. Birkaç kornadan sonra
yolun ortasındaki adam sürücüye:
-Ne bağrisen, görmiymisen cigara sariyem!
Evet, bu fikirde yayalar olduğu için o taraflarda sürücülerin özellikle
yayalara dikkat etmesi gerekiyor. Ne kadar dikkat ederseniz edin çocuk olunca
iş değişir tabi ki. O ne kural dinler ne de nasihat. Yola kaçan bir topun
peşinden ölümüne çıkar yola. Durabilirseniz durursunuz. Duramayanı ise bir
tehlike beklemektedir; öldüren içgüdü.
Efendim, Ankara’lı bir mühendis görevli gittiği güneydoğudaki bir
kasabada aniden önüne çıkan bir çocuğa çarpıyor. Daha doğrusu çocuk park etmiş
iki arabanın arasından mühendisin kullandığı arabanın önüne atlıyor adeta.
Mühendis de frene basana kadar çocuğa çarpıyor.
Hemen çocuğu arabasına atıp hastaneye götürüyor. Bu arada da akıl edip
o kasabanın ileri gelenlerinden birinin oğlu olan personele de haber veriyor.
Bu arada çocuğa araba çarptığını duyan çocuğun babası, amcaları, dayıları
kısacası kimi varsa hastaneye koşturuyorlar. Tabi ki ellerinde keleş, tabanca,
tüfek, satır, orak, bıçak, zincir, sopa vs.
Çocuğu hastaneye yetiştiren mühendis şaşkın. Anlıyor ki, tesadüfen
haber verdiği bir aşiret reisinin oğlu olan personel olmasa bu tam teçhizatlı kalabalık
onu çoktan öbür dünyaya gönderecek.
Olaydan tam bir hafta sonra, o mühendis ve ağa çocuğu personel ile
birlikte çocuğun babasının dükkanındayız. Çocuk da ilk gün taburcu olduğundan
ortalıkta dolaşıyor. Çaylar kahveler söylenip birer sandalyeye oturulduktan
sonra çocuğun babası:
-Beyim ne cahilmişiz biz. O gün çocuğa çarptığını duyunca hastaneye
seni öldürmeye koştuk. Düşünmüyoruz ki sen çocuğu alıp hastaneye getirmişsin. Çocukta
bir yara bere de yok zaten. Arabaların önüne atlama diye kaç defa da uyarmıştım
onu. Ağam yetişmese sen mezara biz de hapse girmiştik çoktan.
Evet, dün bir çocuk kavgası üzerine beş kişinin öldüğünü duyunca
nedense bu olay geldi aklıma. Davranışlarımıza içgüdü yerine aklın egemen
olduğu günlere ulaşmak umuduyla…
1 yorum:
o kadar önemli bir konuya değinmişsin ki,bu ilkellik bizim toplumumuzun en derin yaralarından biri...
Yorum Gönder