-Kendim hapiste, fikirlerim iktidarda!
Bu dramatik söz Alpaslan TÜRKEŞ’e
ait. Bugünlerde ise aynı dram Cem UZAN için geçerli. Kendisi Paris’te,
fikirleri meydanlarda. Miting meydanlarına soktuğu döner tezgahları ve tavuklu pilav ikramları bir çok partinin mitinglerinin vazgeçilmezi.
Efendim, geçen gün her gün
oturduğum çay ocağının karşısındaki düğün salonunda bir partinin aday tanıtım
toplantısı var. Ancak toplantı öncesi salonun önünde bir telaş var.
Katılımcılar, dağıtılan tavuklu pilav
ve ayran kapma telaşında. Alanlar bir köşede aldıklarını yeme çabası içinde.
Ancak bir elde plastik tabak diğer elde plastik kaşık. Ayrana el kalmamış
durumda.
Çay ocağında yer bulabilenler
için sıkıntı yok. Bir masada da çocuklar ve babaları konuşlanmış durumda. Orada
da çocukların kafası karışık:
-Baba, bunları neden bedava
dağıtıyorlar?
-Onlara oy verelim diye.
-Ya başkası da döner-ayran
dağıtırsa?
-…
Derken plastik tabak, kaşık,
ayran boşları ve pirinç tanelerini sokağa saçan kalabalık salona giriyor ve konuşmalar başlıyor:
-Çağdaş aday, demokrat aday,
halkçı aday(Bravoooo)
-Katılımcı yönetim(Varoolll)
Arada karşılıksız çek sanığı
şarkıcıdan İzmir Marşı.(Ehhh)
Ardından gür bir sesle:
-Atatürk’üüüünnnn
izindeyiiiizzzzz!
İşte bak orada dur; “Cem Uzan’ın
izindeyiz" de, canımı ye!