Eskiler, yaşadıkları her olay için bir şarkı yazmışlar. Biz
de bu şarkılardan öğreniyoruz yaşananları. Münir Nurettin’in “beni kör
kuyularda merdivensiz bıraktın” şarkısı gibi.
Efendim, hafta sonu İstanbul’a düğüne gittim. Düğün bir
teknede, boğazda gezinti şeklinde olacağı için fotoğraf çekerim düşüncesiyle
gitmeden bir kafede oturarak iyice şarj ettim telefonumu.
Her şey gayet güzel gitti. Boğazda teknede eğlenirken çıkan
mehtap da ikramiye oldu. Ben de düğünü, pistte oynayanları bırakıp mehtabı
seyre koyuldum. Bir yandan da bol bol fotoğraf ve video çekip sosyal medyada
paylaştım ki arkadaşlarım da bu keyfe ortak olsun.
Derken cebimdeki telefon sürekli titremeye ve ses vermeye
başladı. Ben yakın gözlüğümü bulup telefona bakana kadar telefonun şarjı
kırmızı ışığa geçti ve bir süre sonra da kapandı. Ancak bu kısa sürede gelen
beğeni ve yorumların benim paylaşımlarıma değil, bir arkadaşımın elli kişi ile
beni etiketlediği bir paylaşımdan kaynaklandığını görebildim.
Ömrünü yollarda geçirmiş biri olarak, bir seyahatte en
gerekli şeyin iletişim olduğunu bilirim. Bu nedenle eskiden jetonu yanımdan
ayırmazdım. Cep telefonu çıktıktan sonra da devamlı şarjını yetecek şekilde
ayarlarım ki, bir kaza veya bir sorun olursa arayabileyim ya da arayan bana
ulaşabilsin.
Evet, bunca yol ve gurbet tecrübeme rağmen, bir arkadaşın facebookta
beni etiketlemesi yüzünden şarjsız ve iletişimsiz kaldım. Sevenlerime yola
çıktığımı haber veremedim. En kötüsü de yaşadığım güzellikleri paylaşamadım.
Ne diyeyim?
En iyisi ben de bir şarkı yazayım:
-Beni gurbet ellerde şarjsız bıraktın!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder