İçerideki harala gürele arasında dışarıda bizi meşgul eden iki olay var
biri Kırım diğeri 8 Mart'ta Malezya'nın başkenti Kuala
Lumpur'dan Çin'in başkenti Pekin'e gitmek üzere 227 yolcu ve 12 kişilik
mürettebatla havalandıktan kısa bir süre sonra kaybolan uçak.
Kırım meselesini devlet büyüklerimize havale
ettik ve birey olarak yapabileceğimiz şeyler sınırlı. O nedenle geçen akşam
kayıp uçak meselesi kafama takıldı: uçağın sinyal sistemi kapatıldığı için uçak
kaybedilmiş durumda. Hiçbir uçak ilelebet havada kalamayacağına göre ya bir
yere indi ya da düştü. Ancak şu ana kadar 25 ülkeden ekiplerin bütün
aramalarına karşın hala bir iz bulunamaması ve son olarak pilotun intihar etmiş
olabileceği iddiaları aklıma kimsenin düşünmediği bir olasılığı getirdi.
Bildiğim kadarıyla uzay mekikleri özel
tasarlanmış bir jumbo jet uçağı. Şimdiye kadar birçok defa uzaya gidip
geldiler. Mekiklerin atmosferdeki ısıya dayanıklı tuğlalarla kaplanmış
olduklarını ve yakıt tankları yardımıyla uzaya çıkabildiklerini biliyorum.
Fakat madem pilot intihar etmiş olabilir ve madem şimdiye kadar düşen uçağa ait
bir parça bulunamadı o halde neden pilot uçağı uzaya doğru sürmüş olmasın?
Sekiz saat uçabilecek yakıtı olan bir uçak uzaya
kadar gidebilir kanısındayım. Gidemediyse ya atmosferdeki sürtünme nedeniyle meteorlar gibi küle dönmüştür ya da uçak uzaya
varmayı başarmıştır ve mürettebat ile yolcular ömürlerinin son dakikalarını
(oksijen bitene dek) dünyayı uzaydan seyrederek geçirmişlerdir. Ve şu anda da uzay
boşluğunda yol almaktadırlar. Uzayda oksijen olmadığından büyük ihtimal
cesetleri de hiç bozulmadan sonsuza dek kalacaktır.
Evet sayın yetkililer, uçağı yerde aramayın bir
de uzaya bakın belki oradadır!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder