Geçen gün oğlumun odasına girdiğimde aldım haberi:
-Ona adını verdim baba!
Sevindim, çünkü oğlum sözünü tutmuştu.
Panikledim, zira oğlum daha lise öğrencisiydi.
Sevindim, demek oğlan olmuştu.
Şaşırdım, çünkü bunu duymaya hazır değildim.
Dikkatle gösterdiği yere bakınca sevinçten az daha bayılıyordum. Zira
adımı koyduğu bir bebek değil kediydi.
Çok bozuldum, insan babasının adını bir kediye koyar mı hiç?
Akabinde çok kızdım, evde kedi köpek istemediğimi kesin bir dille
kendisine söylememe rağmen bana sormadan eve getirmişti.
-Hangisini koydun?
Malum iki adım vardı; biri benim diğeri dedemin.
-Şişman, gel oğlum buraya!
Sevinçten bayılıyordum, adımı değil sıfatımı koymuş kediye, ne güzel.
Adını demesi, cep telefonuna beni “Bayşişman” diye kaydetmiş
olmasındandı.
Kızdım, insan babasını telefonuna sıfatıyla mı kaydeder?
Bozuldum, insanın yüzüne karşı “şişman” denir mi?
Ey oğul, iki dakika içerisinde bir babaya yaşayabileceği bütün
duyguları bir arada yaşattın, alacağın olsun. Bu arada bütün karşı koymalarıma
rağmen kediyi de eve yerleştirdin.
Ben de evin kapısını açık unutup kedinin firarına yardım etmek
suretiyle senin bana yaşattığın bütün bu duyguları iade etmezsem ne olayım!
1 yorum:
He he çok seveceksin kediyi sen
Yorum Gönder