Geçen tv’de “başarılı insan yalnız insandır”
diyor.
O zaman a-sosyal insanları nereye koyacağız?
İnsanoğlunun her kötüye iyi bir kılıf bulma
yeteneğine hayran olmamak elde değil.
Yalnızsın ama a-sosyal değil başarılısın.
Hiçbir şey üretemiyorsun ama tembel değil
kuluçkadasın.
Kötü bir şey yapmışsın, ama suç başkalarında.
Onlar hak etti.
Ama şurası gerçek ki; yaşamda ne kadar çok
şeye sahipsen o kadar çok sorunun var.
Yaşamında ne kadar çok insan var, o kadar
çatışman var.
Oysa yaşam, (ne kadar çok şey varsa, ne kadar
çok insan varsa) oraya doğru akıyor.
O halde duraklama ve gerilemenin bahaneleri
mi bunlar?
Herkesin daha çok soruna, daha çok çatışmaya
doğru gitmesi mantıklı mı?
Yoksa başarısızlığın hayatı tersine
algılaması mı bu?
Belki de boşlukta gezinip duran bir zihnin
doğal eylemleri mi bunlar?
Ya da sürekli muhasebe?
Aktifinde neler var, pasifinde neler var?
O halde tek gerçek, yaşamın bir denge olduğu
mu doğru olan?
Aktifin ne kadar artıyorsa pasifin de o kadar
artıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder