Üniversiteye hazırlanan bir genç, bir yandan da çalışmayı
düşünüyor. Başvurduğu bir kafe sahibi, “iş yok ama istersen bulaşık
yıkayabilirsin” der.
Çocuk bir ay boyunca bulaşıkları yıkar, uzun mesai
saatlerine ve her türlü zorluğa katlanır. Yaptığı işten de gocunmaz.
Sonunda ay sonu gelir. Herkese maaşı verilirken ona bir
şey verilmez. Sorduğu patron, pişkin pişkin:
-Ben sana iş yok dedim, sen istedin bulaşık yıkamayı, ne
parası istiyorsun?
Çocukcağız katlandığı bunca zorluğa mı yansın, hayatın başında
yediği büyük kazığa mı üzülsün bilememiş.
Benzer durum neredeyse bütün işyerlerinde var. Tazminatını
ve maaşını alamayan mı ararsın, yanan izin paraları mı dersin, dert bin türlü.
Firmaların karı, çalışanlarının vermedikleri haklarından oluşuyor neredeyse.
Üzerine, aldıkları hak ediş içinde çalışanların kıdem
tazminatı payı olduğu halde, çalışanları kadrolu olmak için kıdem
tazminatlarından feragat eden taşeron firmalarını da ekleyin.
Dahası, bunca özelleştirme mağduruna Şeker Fabrikası
çalışanları ve pancar ekicileri de eklenmek üzere.
Hal böyleyken, twitterde ilk sırada gündem ne? Meşale suç
değildir!
Hani, maçların bir türlü başlayamamasına ya da atılan her
golden sonra uzun süre durmasına neden olan ve uğruna uluslarası maçlarda
binlerce dolar ceza yediğimiz meşale.
Ne diyeyim, Allah ıslah etsin sizi!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder