İzmir’de Buca-Gölet’te uçurtma şenliği vardı. Oğlum ve
babası olmayan bir arkadaşı ile birlikte biz de katıldık.
Önce oğlumunkini sonra da arkadaşının uçurtmasını uçurdum ve
iplerini sıkı tutmalarını tembih ederek ellerine verdim. Daha önce kaçan
uçurtmanın elde kalan ipini de eklediğim için en yükseğe çıkan uçurtma bizimki
oldu.
Tam bir sigara yakıp dinleneyim derken bizim uçurtmayı gören
kadınlar etrafımızda toplandı:
-Beyefendi, bizimkini de uçurur musunuz, biz beceremedik!
Sırayla diğer çocukların uçurtmalarını da havalandırdım. Bu
sırada hikayelerini de dinledim:
-Bizimki rahmetli oldu!
-İzin alamadı oğlum!
-Babası hasta gelemedi!
Şenliğin düzenlediği alanda, birçok uçurtma havalanmışken
bunun birkaç katı için uçurma çabası devam etmekteydi. Anneler, anneanneler,
babaanneler yanlarındaki çocukları sevindirmek için canla başla uğraşmaktaydı.
Ben sıradakilerin uçurtmasını uçurmaya çalışırken baktım
bizimkisi düşüyor. Telaşla oğlumdan ipi alıp hızlı hızlı çekmeye çalışsam da
kurtaramadım uçurtmayı ve biz elimizde kalan ipi makaraya dolayarak evimize
döndük.
Fakat oğlum benim kendi uçurtmasını bırakıp başka çocuklara
yardım etmeme kızmadı. Bir çocuğun uçurtma uçuracak babasının yanında olmasının
ne demek olduğunu anlamıştı çünkü.
Evet, bugün Babalar Günü.
Bütün çocuklara, babalarıyla uçurtma uçuracakları nice
babalar günü geçirmelerini dilerim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder