Futbol
maçının bir ürün olduğu ve her ürün gibi bunun da (gerek maç bileti gerek
televizyon yayını için) bir bedelinin olduğu tartışmalarını geride bırakalı çok
oldu.
Ben de bu
kabulle iki defa Digitürk'e abone olarak bir bedel ödedim ancak ortada"
iyi bir ürün" göremediğimden iptal ettirdim. Çocukluğumdan beri tuttuğum
takımı bıraktığım gibi futbolla da uzun zamandır ilgilenmiyorum.
Elimde
bir araştırma yok ama gözlemlerime dayanarak futbola olan eski ilginin
olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Zira ne fotoğrafları berberlere kahvelere
asılmış futbolcu görüyorum ne de futbol takımı. Köşe başlarında da maç kritiği
yapanlara rastlanmıyor eskisi gibi.
Yani
futbol ürün olduktan sonra sektöre akan para, ürünü bozdu. Oysa özellikle
avrupada akan para daha fazla olmasına rağmen futbolun kalitesi daha iyi. İyi
takımlar ve yıldız futbolcular hala varlığını sürdürüyor.
Şahsen
ben, oğluna " sınavdan aldığın not değil, sınav için gösterdiğin çaba daha
önemli" demiş bir baba olarak futbolcuların sahadaki çabalarını
beğenmeyen, yeterli görmeyen birisiyim.
Beni
futboldan soğutan da budur.
Dün akşam
"Vatanım Sensin" dizisi bittikten sonra Beşiktaş-Lyon maçına geçtim.
Oynan
futbol ve özellikle Beşiktaşlı futbolcuların gayreti her türlü takdirin
üzerindeydi. İşte aradığım buydu.
Beşiktaş
turu geçememiş hiç önemli değil.
Benim
gibi futboldan uzaklaşmış birine bile "böyle oyna canımı ye" dedirtti
ya, helal olsun!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder