Vefa denince artık aklımıza ya sanatçı cenazesi geliyor ya
da sanatçı mezarı .. Ölen sanatçının cenazesindeki kalabalığı az bulan veya
hala mezarının yapılmadığını gören feryadı basıyor:
-Vefa İstanbul’da bir semt adıymış.
Vefa başka bir şekilde gündeme gelmiyor mesela. Örneğin 15
Temmuz şehitleri ile diğer şehitlere yapılan muamele arasındaki farkı kimse
vefa yönünden değerlendirmiyor.
Evet, önce “Tuncel Kurtiz’in mezarı hala yapılmadı, büyük
vefasızlık” diye manşet atan medyamız kısa bir süre önce de Levent Kırca için aynı
feryadı kopardı.
Neyse ki bugün okuduğumuz bir haberle içimiz rahatladı.
Nihayet Levent Kırca’nın mezarı yapılmış. Fotoğraflardan gördüğümüz kadarıyla,
mezar, bildiğimiz şekilde mermere boğulmuş, bizim mezarlar gibi olmuş. Bir
rahatladım ki sormayın; Kırca yaşarken halkın içindeydi öldükten sonra da öyle
olmuş.
Ya zavallı Tuncel Kurtiz?
Etrafı taşla çevrili bir yığın toprak altında yatıyor hala.
Yani bizim mezarlar gibi değil mezarı. Vasiyeti öyleymiş. Ne mesaj veriyor
acaba yattığı yerden?
Şaka bir yana, sanatçı sadece verdiği eserlerle anılmalı
bence. Cenaze töreni veya mezarı malzeme yapılmamalı.
Ha, bana soracak olursanız, Tuncel Kurtiz’in mezarı daha
güzel; daha doğal ve daha çevreci.
Mermer ocaklarının doğaya yaptığı tahribatı menşet yapıp
mezarlar mermere boğulmadı diye feryat etmek neyin nesi?
Mermere boğulmuş mezarlıklar ve evlerin doğa tahribatına
katkısı nedir acaba?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder