Yaş elliye geldiğinde, sık sık muhasebe
yaparsınız; hayallerin ne kadarı gerçekleşti, ne kadarının olabilirliği üzerine
yeniden düşünmek gerekir vs.
Bu hayallerimden birinin kaynağı da Orhan
Veli’nin Sicilyalı Balıkçı şiirinde geçen bir bölümdü:
Yüz sene sonra bugünkü
dünyadan
Bir tek insan kalmadığı gün,
Sicilya sahillerinde yasayan bir balıkçı
Bir yaz sabahı ağlarını atarken denize
Her zamankinden daha geniş gökyüzüne bakıp
Benden bir mısra mırıldanacak
Şarki halinde bu dünyadan Mehmet Ali isminde bir sairin
Gelip geçtiğini bilmeksizin...
Bir tek insan kalmadığı gün,
Sicilya sahillerinde yasayan bir balıkçı
Bir yaz sabahı ağlarını atarken denize
Her zamankinden daha geniş gökyüzüne bakıp
Benden bir mısra mırıldanacak
Şarki halinde bu dünyadan Mehmet Ali isminde bir sairin
Gelip geçtiğini bilmeksizin...
Ne yalan söyleyeyim ben de hayal etmiştim
bunu; yüz sene sonra, dünyanın bir başka yerinde adımı bilmeyen birinin benden
bir mısra mırıldanması.
Geçen zamanda, önce benden bir mısra
çıkmayacağı anlaşıldı, Özbekistan’daki bir radyoda bloglarımdan birkaçının
okunduğuna dair bilgi alsam da henüz o aşamaya gelemedim maalesef. Fakat bir
şeyler yazma çabam sürüyor hala. Ne de olsa daha 99 yıl var.
Bu arada çektiğim fotoğrafların BBC Türkçe
internet sitesinde yayınlanması sayesinde, dünyanın birçok yerinden (Bolivya,
Yeni Zelanda gibi) tanımadığım insanların beğenisine mazhar oldum.
Yetmedi, bir fotoğrafım en çok beğeni alan
fotoğraf olarak kapak fotoğrafı da seçildi. Doğal olarak dünyanın birçok yerinden insanlar fotoğrafımı
beğenmeye başladılar. Ben de büyük bir zevkle fotoğrafımı beğenen ve
paylaşanlara bakarken gördüğüm bir yorumla irkildim:
-Elin
gavuru guzeli biliyo da biz bilmiyoriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder