Cumhurbaşkanlığı seçimleri sona erdi ve sonuçlar da beklendiği gibi
gerçekleşti. İhale de oy vermeyenlerin üzerine kaldı. Adayları beklenen oyu
alamayan liderler bile suçu sandığa gitmeyenlerin üzerine attılar:
-Size gül gibi aday bulduk, kıymetini bilemediniz!
Demokrasilerde(eğer varsa) oy vermek kadar vermemek de bir tercihtir ve
kimse bundan dolayı suçlanamaz.
Ben adaylar belli olduğunda “Bu benim seçimim değil” başlıklı bir yazı
yazarak hiçbir adayı Atatürk’ün koltuğuna uygun görmediğimi belirterek oy
vermeyeceğimi baştan açıklamıştım. Seçim günü de öyle şezlongda falan da
değildim. Evde temizlik vardı ve işin ilginç tarafı, eve temizliğe gelen
kadınlar da oy vermeyeceklerini söylemişlerdi.
Şimdi, seçim bitti, sonuçlar belli oldu ve ilk günkü gürültü de
kayboldu. Sakin kafayla “oy vermeyenler” neleri sağlamış onu görelim:
-Seçimlerde 5 milyona yakın vatandaş oy kullanmayınca, Erdoğan ilk
turda seçildi. Ülke ikinci tur seçim eziyetinden kurtuldu. Yeni oy
pusulalarının basılmasına ve başka seçim masraflarına gerek kalmadı.
-Erdoğan ilk turda seçildiği için, Demirtaş’ın oylarına ihtiyacı
kalmadı ve bu sayede seçim sonuçları üzerinde “çözüm süreci” ile ilgili
pazarlıklara gerek kalmadı. PKK’ya ve Apo’ya taviz verilmesine gerek kalmadı.
-CHP Kongre kararı aldı. Oy vermeyen 5 milyon vatandaş partileri
değişime zorladı. Ha, kongre sonuçları bir şeyi değiştirmezse o da onların
bileceği şey.
-Son olarak da, Eklemettin İhsanoğlu’nu beğenmeyip Demirtaş’a oy
verenler de yemin töreninden sonra eminim
“keşke oy vermeseydik” demişlerdir.
Görüldüğü gibi seçimlerde en doğru tavrı “oy vermeyen 5 milyon seçmen”
göstermiştir. O nedenle seçim gecesi ettiğiniz küfürleri, yenilginin
sonuçlarını üzerimize atma haksızlığını yaptığınız için bizden özür dileyin. Ve
2015 Seçimlerinde attığınız her adımda bizi aklınızda tutun.
Kısacası, oy vermeyenlere kurban olun siz!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder