Bundan otuz yıl önce, bu ülkenin başbakanı evinde terlikle gezdiği için
çok eleştirilmişti. Ancak evinde terlikle gezen büyük çoğunluk, eleştirenleri
dinlememiş, kendisi gibi evinde terlikle gezen başbakana oy vermişti. O
başbakan sonra cumhurbaşkanı da oldu. Ölüm indirebildi onu koltuğundan yoksa evinde
terlikle gezmesi değil.
Benim de evimde hep terlikle gezildi ve halen de öyle. Zira bizim
sokaklarımız ayakkabı ile gezildikten sonra evin içinde gezilebilecek kadar
temiz değil. O nedenle evde terlikle gezmek geri kalmışlığın değil temizliğin
bir sembolüdür hala.
Aradan otuz yıl geçti. Medeniyet ilerledi fakat maalesef ne
sokaklarımız ayakkabı ile gezilecek kadar temiz olabildi ne de sokaklarımız
çamurdan kurtulabildi.
Şimdi bütün evler, resmi daireler, işyerleri, alışveriş merkezlerinin
zeminleri beyaz granitlerle kaplandı. Fakat sokaklarımız halen doğalgaz, su
hatlarının yenilenmesi, telefon hatları, elektrik ve internet hatlarının yer altına alınması,
kaldırım taşlarının değiştirilmesi gibi
bahanelerle kazılmaya devam ediyor.
Çamurlu sokakların kirini girişteki dev paspaslar temizlemeye
yetmediğinden beyaz granit taşlı zeminlerin elde paspas temizlenme çabası bütün
hızıyla devam ediyor.
Kısacası, evlerini, işyerlerini bembeyaz granit taşlarla döşeyenler,
sokakları çamura bezeyenler tarafından yönetiliyor. Dolayısıyla Türk’ün çamurla
imtihanı devam ediyor.
Sokakları ayakkabı ile evde gezilebilecek kadar temiz bir ülkede
yaşamak dileğiyle…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder