İnanıyorum ki insan bir şeyi söylemek isterse mutlaka söyler.
Dil bunun için var hatta zeka bile. Belki de insanın en önemli ayrıcalığı bu;
istediğini yapabilmek, istediğini söyleyebilmek.
-Aman efendim, buyursunlar!
-Emrederler!
-Doğru söylüyor benim canım efendim!
Bu konuşmalara tanık olmuş hatta bir kısmına da muhatap
olmuş biri olarak bu sözlerin hiçbirinin söylenmesi gereken sözler olmadığını
anlamak zor değil. Bir söyleyene bir de söylenene bakınca olaydaki abartı ve
ince alay hemen seziliyor. Fakat bu sözleri söylediği için ne birine
kızabilirsiniz ne de alay ettiğini iddia edebilirsiniz. Çaresiz ya sineye
çekeceksiniz ya da siz daha fazla aklınızı kullanarak karşılığını vereceksiniz.
Sonunda abartılı söz söyleyen kişinin şoförünün yanında
olayın farkında olduğumuzu ve hoşlanmadığımızı belirten cümleler kurduk da
kurtulduk bu abartılı sevgi gösterisinden.
Fakat tarih tekerrür eder misali geçenlerde yine bir söz:
-Nasılsın Çetin?
-İyiyiz efendim, ışığınız yolumuzu aydınlatıyor. Yaydığınız
ışık sayesinde tökezlemeden yürüyebiliyoruz şu hayat denen yolda!
Önce arkama baktım, birileri mezardan kalktı da peşimden mi
geliyor diye. Hayır, gelen giden yok. Laf bana söylenmiş. De niye söylenmiş? Yani
bir insan işyerindeki santral görevlisine ne demiş olabilir ki onun yolunu
aydınlatabilsin, tökezlemeden hayat denen yolda yürümesine yardımcı olabilsin?
Ulan Çetin, demek “ışığınız yolumuzu aydınlatıyor” ha? Dua
et laf çok güzel. Bir insanın içini ısıtan, başını döndüren, duyması her kula
nasip olmayacak bir cümle. Beni bir miktar gevşetti kabul ediyorum. Bu sözü
söyledin diye ne sana hakaret davası açabilirim ne de bir disiplin işlemi
başlatabilirim. Cümlendeki abartının, ince alayın da farkındayım. Ayrıca çok
zekice olduğunu da kabul ediyorum. Ama bu lafı yediğimi de sanma. En kısa zamanda
aynı şıklıkta iade edeceğimden de emin ol!
1 yorum:
:) :) aman efendim haklısınız efendim
Yorum Gönder